EĞİTİMİN EBEVEYN YÖNÜ

Tarihselden moderne, eğitim; etik, ahlaki, akılcı olmak durumundadır. Öğrenciler bizim geleceğimizdir. Bu süreç, onlar için yalnızca okullardan ibaret kalmayıp, çok yakın bir konumda; evde başlar. Bu bağlamda, kimi zaman farkında olmadan gerçekleştirdiğimiz yanlış tutumları, bazı tavsiyeler ile ele alalım istedik.

Doğa geniş bir yer. Çeşitli aktivitelerimizi rahatlıkla sergilediğimiz, kendimizi bulabildiğimiz, insana özgü bir alan. Hayatta kalmanın güdüsüyle kapasitemizin dışında, üretkenliğimizi artıracak gerçek evimiz. Öğrencileri kapalı tutmayın. Eğer doğanın, yaşamın, sınırsızlığı içerisinde onları kapalı tutar ve kısıtlarsanız, fikirleri ve ortaya koydukları da sınırlı ve kapalı olur. Bırakın keşfetsin, bırakın düşsün, bırakın hata yapsın ama kendisi tecrübe etsin. Kendisi düşünsün, araştırsın, bulsun…

Günümüz teknoloji çağı, iyi yönetilmediği takdirde, oldukça tehlikeli gözüküyor. Gelecek nesiller, gerçeği görmekte ziyadesiyle duyarsız. Sanal bir alemde, simülasyondan ibaret yaşamlarında, mutlu olabileceklerine inanıyorlar. Bu noktada televizyon, telefon, video oyunları gibi faaliyetlerden daha fazla zevk alacağı ya da aldığı her ne varsa keşfedip, hayatın içinde yer alabilecek aktivitelere yönlendirme görevi sizlere düşüyor. Hissetmesini sağlayın. Böylelikle yaratıcılık yönünü, bağımlılıklarının önüne geçirmiş olursunuz.

Tepesine dikilip, dış ses bağımlısı yapmayın. Emirle oturup kalkan, yalnızca sizin dediklerinizle yaşayan bir birey olmasın. Kendisi karar versin. Zamana ilişkin anksiyete oluşturmamak için etkinlikten etkinliğe koşturmayın. Böylelikle çocuğunuz zaman kaygısı yaşamamış olur. Özgür iradeyle, kendi planını şekillendirsin, sosyal çevresine ayıracağı zamanı kendisi seçsin.

Çocuğunuza uygun dille ‘’dur!’’ diyerek, kural-sınır koyabilirsiniz. Bu çocuğunuzun, kendisini güvende ve değerli hissetmesini sağlar. Toplumsal kurallara uyma, doğru bilgiye ulaşma, iş birliği içinde olma, dürtülerini kontrol etme ve hatalarını düzeltme motivasyonunu artırır. Aksi takdirde, toplumda dışlanma ve çatışmaya maruz kalabilir. Her şeyi doğru gibi algılar ve yanlışları göremez olur.

Günümüzde birçok ebeveyn, çocuğunun; özgüveninin kırılması, psikolojik bunalım geçirmesi ya da çocuğu tarafından kendine sevgi beslenmeyeceği gibi çeşitli endişelere kapılarak; etik olanı uygulamaktan çekinir. Durum böyleyken, disiplin almayan ve kuralları olmayan bir çocuk, bilmediği bir hayatın içinde bocalamaya başlar. Geleceğimize yön verecek olan nesilleri, dibi gözükmeyen bir kuyuya itmek, kabiliyetlerinin de üstünü örtmektir.

Başarı için baskı yapmak çok tehlikeli olabilir. Hele de o yaşlarda çocuklarımızın, psikolojik refleksleri daha hassas olduğundan, öfke patlamaları yaşanabilir. Çocuğun duygularını göz ardı ederek, yüksek beklentiyle, başarı odaklı baskıcı tutum sergilerseniz, çocuğun duygusal gelişimini olumsuz etkilersiniz. Beklentinizi ve hedeflerinizi, çocuğunuzun duygusal durumunu ele alarak beraber belirlemelisiniz.

Kıyaslamadan kaçınmalıyız. Çünkü çocuk, yaşıtlarıyla karşılaştırılarak, yarıştırılmaktan ötürü bunalıma girebilir; beğenilmeme, yetersizlik ve değersizlik hissiyatına kapılabilir. Çocuğunuzu, olduğu gibi kabul edin, ortaklaşa hedefler sonucunda kararlar alın. Farklı yeteneklerin ortaya çıkmasına fırsat verin.